Demokrat Parti İstanbul İl Kongresinde konuşan Genel Başkan Gültekin Uysal, iktidarı eleştirdi. Uysal, “Türkiye’nin milli güvenliğini tehdit edecek, kimi gelişmelere karşı elbette Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, güvenlik güçlerimiz canı pahasına bu mücadeleyi veriyor. Veriyor ama işte siyasetin vazifesi güvenlik güçlerimizi, askerimizi, polisimizi böyle bir kıskacın ortasına sokmamaktır. Terörle mücadelenin ne tereddüt ne de müsamaha kabul etmeyeceğini biliyoruz. Zaman zaman küçük siyasi hedefleri için terör örgütleriyle iş birliği yapan iktidarın yakında yaşadığımız seçimlerde de gördük kendi kabahatini unutmuş, bizleri muhalefeti suçlar hale gelmiş. Nafile çaba içerisindeler. O açıdan bugün bu mücadelede göğsünü geren şehitlerimizi, onların ailelerine hem rahmet ve hem başsağlığı diliyoruz, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyoruz” dedi.
DP 16. İstanbul Olağan İl Kongresi Şişli’deki Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde bugün yapıldı. Kongreye CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de katıldı. DP İstanbul İl Başkanı Serdar Eriş’in ardından Genel Başkan Gültekin Uysal konuştu. Uysal’ın konuşması satır başları ile şöyle:
“Bu ülkeyi bir ve beraber yapabilmek adına bir büyük mücadeleyi vererek geldik”
“Fırat Kalkanı Harekatında, Afrin’de diğer bölgelerde evlatlarımızı şehit vererek bu açığı kapatıyoruz”
Türkiye’yi yanlış dış politik tercihlerin neticesinde Suriye başta olmak üzere nasıl on yıllara yayılacak şekilde ülkenin milli güvenliğini tehdit edecek gelişmelere açık hale getiren bir iktidar sanki hiçbir şey olmamış gibi ağıt yakarak buradaki mesuliyetini unutturmaya çalışıyor. Bugün 40 yıla yaklaşan terörle mücadelemiz başta olmak üzere PKK’yla mücadelemiz başta olmak üzere mahiyet değiştiren son yıllarda. İŞİD’den diğer bölgede oluşan terör örgütlerine karşı zaman zaman yanlış dış politik tercihlerimizin açığını kapatmak adına Fırat Kalkanı Harekatında, Afrin’de diğer bölgelerde evlatlarımızı şehit vererek bu açığı kapatıyoruz. Maalesef Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Türkiye’yi merkeze alarak ortaya koyması gereken dış politik tercihleri bir parti devletine dönüştürerek sadece ve sadece AKP’nin geleceğini merkeze alarak yaptığı tercihlerin neticesinde Suriye’de bir rejim değişikliği teşebbüsü içerisinde yanan ateşe adeta benzin döktü. Şimdi o ateşin neticesi olarak ortaya çıkmış iktidar boşluğunun sonucu PKK, ABD gözetiminde bir özerk alanı inşa etti. Daha birkaç gün evvel basına da yansıdı. 884 milyar dolarlık Pentagon’un, ABD’nin savunma bütçesi içerisinde PYD’ye 160 milyon dolarlık imkan kaynak sağlanıyor. Bunun üstüne binlerce TIR’lık mühimmat, silah, onları saymıyoruz. Maalesef Türkiye’ye yönelmesi mukadder, bu tehdidin oluşmasına, yanlış siyasetinizde imkan verirseniz ister ülke içerisinde, ister ülke dışında askerlerimizi de, güvenlik güçlerimizi de ateşe atmış olursunuz. O açıdan siyasetin mesuliyetinin altını çizme ihtiyacı hissediyoruz. Oynatılan taşların marifet diye ayıbını söylercesine Büyük Orta Doğu Projesi’nin eş başkanıyız diyerek yürütülen siyasi söylemlerin neticesi adeta Türkiye’de deprem üstüne doğru bölgede yönelir durumdadır.
“Dünyanın gözü önünde bir katliam gerçekleştiriliyor”
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu arkadaşların devleti değil”
Türk demokrasisini, Türk hukuk sistemini, velhasıl yüzüncü yılını bir büyük gururla, bir büyük şanla şerefle kutlamamız gereken Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetenlerin niçin kutlamadığının bilinci içerisindeyiz. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu arkadaşların devleti değil. Onlar akılları sıra Cumhuriyetin 100’üncü yılında adeta yeni bir cumhuriyet kuracaklar. Bu yeni kurdukları cumhuriyetin travması 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü onun lideri de Erdoğan yaparak kendilerince bir düzen kurma gayretinin zihinlerinin arkasında sakladıklarını biliyoruz. Ruhunda cumhuriyeti yaşatan hiçbir vatandaşımız hiçbir şekilde bugün ülkeyi yönetenlerin layıkınca kutlama yapmamasından hiçbir hayıf duymamalı. Şuna inanıyorum, görüyorum. Cumhuriyeti ancak cumhuriyete inananlar, cumhuriyeti ruhunda yaşatanlar kutlar. Çok şükür milletimiz özellikle kaybetmeye yüz tutmuş değerlerimizin mücadelesinin verdiğimiz böyle bir dönemde her zamankinden daha fazla Cumhuriyete de demokrasisine de laik sisteme de sonuna kadar sahip çıkacağını her zamankinden daha fazla göstermektedir.”