Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, 6 Şubat depreminin yıldönümünde depremin en acı veren taraflarını sıraladı. Erdoğan’ın tepki çeken Hatay konuşmasının depremin en dehşet verici boyutu olduğunu söyleyen Taşgetiren, AKP İstanbul adayı Murat Kurum’un “İstanbul’da deprem olursa bayrak gider vatan gider” sözlerine işaret ederek, “Beka meselesi yani… Beka meselesi siyaseten iş yapıyor… Ona da cevaben soruluyor? “94’ten bu yana İstanbul’u yönetenler depreme karşı ne yaptı? Merkez de yerel de sizdiniz, ne yaptınız da şehir deprem karşısında adeta çaresizliğe mahkûm hale geldi?” dedi.
Ahmet Taşgetiren’nin “Depremin en acı yanı” başlıklı köşe yazısının ilgili bölümü şu şekilde:
“Depremin ilk yıl dönümü… Yeniden ayağa kalkmaya çalışıyor şehirler… 11 şehir, ilçeler, köyler… dile kolay… Evler yapılacak… Öyle bir yıkım getirdi ki deprem, adeta şehirler bir bakıma yeniden kurulacak… 319 bin konuttan söz ediliyor yeniden yapılması gereken… “Bir yıl içinde evleri yaparız” denilmişti, nasıl, yüzde 10’u yapılabildi mi? Yapılıp teslim edilenler var… Ama bir yılda yüzde 10’u yapılabildiyse, yüzde 90’ı kaç yılda yapılır? Yani daha kaç kış geçmesi lazım konteynerler içinde? Bunlar depremle gelen acı sorular…
-Ne dedi “Merkez”in adayı, İstanbul için, “İstanbul’da deprem olursa bayrak gider vatan gider” dedi… Beka meselesi yani… Beka meselesi siyaseten iş yapıyor… Ona da cevaben soruluyor? “94’ten bu yana İstanbul’u yönetenler depreme karşı ne yaptı? Merkez de yerel de sizdiniz, ne yaptınız da şehir deprem karşısında adeta çaresizliğe mahkûm hale geldi?” Evet, herkesin herkese soracağı sorular var.
Rahmetli Özal, iktidardayken gittiği yerel seçimlerde “Yerel”in elini kolunu bağlayan görseller astırmıştı bilboardlara… “Ben Merkez’im ona göre…” diyordu bir bakıma… O zaman vatandaş, iki belediye dışında bütün belediyeleri aldı onun elinden… Hüsran yaşadı Özal yerel seçimlerde ve ondan sonra da zaten çöküş başladı… “Merkez”i vatandaşın karşısına bir “Tehdit” unsuru gibi koymamak lazım. İstanbul için “Yönetimi bize vermezseniz deprem olsa yardıma gelmem” anlamına gelecek bir mesajı Türkiye’nin hiçbir yerinde vermemek lazım. Olmaz. Deprem kadar sarsıcı bir mesajdır o… Bugün için son söz: Allah hiçbir ülkeye deprem acısı yaşatmasın. Bizim insanlarımıza ve yöneticilerimize de depreme karşı dayanıklı şehirler inşa etme basireti lütfetsin…”