Bayancuk grubunun bir yöneticisi, kendisine yönelik tehdidin devam ettiğini; “Sosyal medyada, cihadi örgütlere destek verilen hesaplar üzerinden, bize çok ciddi oranda tekfir, sert eleştiri diyeyim, ‘sizin yaptığınız İslam’dan değildir, siz cihadı terk ettiniz, sosyal çalışma yapıyorsunuz’ gibi… Bize yıllardır söyleniyor ama kimse bunu görmüyor” sözleri ile aktardı.
Bayancuk hakkındaki Yargıtay’ın verdiği kararda ise ilk derece mahkemesinin Bayancuk’un El Kaide yöneticisi olduğunu ve onun Türkiye’nin bütünlüğünü “cebir ve şiddetle bozmayı” hedeflediğini gösteren delilleri “herkesi inandıracak şekilde” göstermediği belirtildi.
“IŞİD yöneticiliği” suçlanan ve “kaçma şüphesi bulunmadığı” gerekçesiyle tahliye edilen “Ebu Hanzala” olarak bilinen Halis Bayancuk hakkındaki Yargıtay kararına ANKA Haber Ajansı ulaştı.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Bayancuk hakkında verdiği bozma kararının “El Kaide” dosyasında olduğu ortaya çıktı. Yargıtay, kararında; İstanbul Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Bayancuk hakkında, aralarında “silahlı terör örgütü yöneticiliği” suçlamasının da yer aldığı suçlardan, 12,5 yıl hapis cezasına ilişkin verdiği bozma kararında, ilk derece mahkemesinin kararında Bayancuk hakkında hüküm kurarken gerekçeli kararda delillerin net olarak ortaya konulmadığını anlattı.
Yargıtay, 21 sanıklı dosyaya ilişkin, Bayancuk’un da aralarında bulunduğu sanıklar hakkındaki kararında şunları belirtti:
“Radikal dini düşünceye sahip oldukları anlaşılan sanıkların oluşturduğu yapılanmanın, El Kaide silahlı terör örgütü ile organik ve hiyerarşik bağlantısını gösteren delillerin ve örgütsel faaliyetlerinin neler olduğu açıkça gösterilerek her sanık yönünden silahlı terör örgütü üyeliği delillerinin ayrı ayrı tartışılması, şayet müstakil silahlı terör örgütü kabul edildiği takdirde iletişimin tespitine yönelik TAPE kayıtları, e-mail adresleriyle ilgili iletişimin tespiti, teknik izleme, ses ve görüntü kaydı alınması kararlarının uygulandığı, sanıkların adreslerinde yapılan aramalarda ele geçen dokümanlar, yurt dışına çıkış kayıtları gibi dosyadaki tüm bilgi ve belgelerin 3713 sayılı TMK’nın 1. maddesinde öngörülen, cebir ve şiddet kullanarak, baskı, korkutma ve tehdit yöntemleriyle anayasal düzeni değiştirmeyi, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı, devlet otoritesini zayıflatarak ele geçirmeyi amaçlayan ağır-yakın bir tehlike olabilecek vahamet arz eden eylem ve faaliyetlerinin nelerden ibaret olduğunun, bu amaçlara ulaşmak için işlenecek suçları gerçekleştirmeye elverişli silah, araç ve gereçlere sahip olup olmadıklarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde; sanıkları, mağdurları, Cumhuriyet savcısını ve herkesi inandıracak şekilde olması…
“DURAKSAMAYA YOL AÇMAYACAK BİÇİMDE KARAR YERİNDE GÖSTERİLMESİ GEREKİR”
Yargıtay’ın tutarlılık denetimini yapabilmesi için kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler ile mahkeme tarafından ulaşılan sonuçların; iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması, bu suretle sanıklara isnat edilen suçların oluşup oluşmadığı konusundaki mahkeme kabulünün duraksamaya yol açmayacak biçimde karar yerinde gösterilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında anılan ilkelere uyulmayarak sanıklar…
Halis Bayancuk hangi eylemlerinin silahlı terör örgütü yöneticisi ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarına esas alındığının ayrıntılı bir şekilde açıklanmadan, soyut bir kabul ile Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 6/1, T.C. Anayasasının 141/2, CMK’nın 34/1 ve 230/1-c maddelerine aykırılık oluşturacak şekilde gerekçesiz hüküm kurulması…”
Yargıtay, Bayancuk hakkında Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ve Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde El Kaide ve IŞİD “silahlı terör örgütü kurma, yönetme ve üye olma” suçlarından dosyalar olduğunu ve bu dosyaların en eskisinin Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bulunduğunu belirterek, 3 dosyanın Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde birleşmesi gerektiğini bildirdi.
Yargıtay’ın bozma kararının ardından ise Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesi, Bayancuk’un “uzun süre tutukluluğunu” göz önünde bulundurarak, “kaçma şüphesi de olmadığı” gerekçesiyle tahliyesine karar verdi.
“IŞİD’Lİ GRUPLARDAN TEHDİT”
Bayancuk grubundan edinilen bilgiye göre Youtube’de “cihat” davetlerini sürdüren IŞİD’e yakın gruplar, Bayancuk ve grubunu “tekfir” ediyor. “Tekfirin” İslam hukukunda; bir Müslüman’ın başka bir Müslümanı kafir ilan etmesi anlamına geliyor. Bayancuk grubu IŞİD’e yakın gruplar tarafından tehdit edildiklerini de savunuyor.
“GÖRÜŞ SAATLERİNİ DEĞİŞTİRİYORDUK”
Bayancuk grubunun bir yöneticisi, kendilerine yönelik tehditlerin sürdüğünü açıklayarak, şunları söyledi:
“Sosyal medyada, cihadi örgütlere destek verilen hesaplar üzerinden; bize çok ciddi oranda tekfir, sert eleştiri diyeyim, ‘sizin yaptığınız İslam’dan değildir. Siz cihadı terk ettiniz, sosyal çalışma yapıyorsunuz gibi…’ Bize yıllardır söyleniyor ama kimse bunu görmüyor. Örgüt üyeliğinden yargılanan IŞİD üyelerinin ifadelerinde, Halis Hocaya yönelik sert ifadeler var. Hatta, bir ifadede Halis Hoca için ‘Biz onu çatışma bölgelerine götürebilseydik, bir daha geri dönmeyecekti’ iması var. Orada kendilerince ne planlıyorlar, kendi kurdukları bir şey var. İkna mı edeceklerdi, öldürecekler miydi? Halis Hoca cezaevindeyken, bunlarla aynı görüş saatini oluyordu, görüşe çıkmayı kabul etmiyordu. Halis Hocanın avukatı aracılığıyla savcılığa yazıyorduk, savcılık görüş saatini değiştiriyordu.”
(ANKA)
